Çoğu kişinin gördüğünde ayağı ile iterek veya toplayıp yakarak önemsemediği bu güzellikler, ancak uzun bir emek sonrasında ortaya çıkabilmektedir.
Doğada yapılan uzun ve zahmetli yürüyüşler sırasında veya arkadaşlarımın desteği ile dağlardan, derelerden, sahillerden bulunan ağaç kök ve dal parçaları atölyeye getirilmektedir.
Atölyede orijinal şekilleri muhafaza edilerek kabukları ve çürük yerleri temizlenmekte ve ağaç koruyucu boyalar ile 2 kez boyandıktan sonra verniklenmektedir.
Temizlenen ve boyanan parçalar durumuna göre yalnız başına veya kendisine uyan parçalarla kompoze edilerek son şekline getirilmektedir.
Her biri orijinal ve bir benzeri bulunmayan ve benzeri yapılamayacak parçalardır. Ancak birçoğunun hangi ağaca ait olduğu tespit edilememiştir.
Doğanın kendi içindeki mücadelesinin bir ürünü olan bu parçalar aynı zamanda doğanın kendi içinde oluşturduğu sanat eserleri olarak kabul edilmektedir.
Her seyredenin kendi hayal dünyası ile bağdaştırdığı figürlerin ortaya çıktığı bu eserlerin sanatsal değeri dünyada örneklerinin az olması nedeni ile tartışılabilir.
Ancak yüzyıllar önce bu sanatın Çin’ den bütün dünyaya yayıldığı ve o günden bu güne birçok örneğinin sanat çevreleri tarafından yorumlandığı ve değer bulduğu düşünülecek olursa bu eserlerin “Doğanın Sanatı” olarak değerlendirilmesi gerekir, diyebilirim.
Eserlerin isim babalığını Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Murat ÜNAL yapmaktadır.
Yaklaşık 35 yıldan beri ilgilendiğim ve uğraştığım bu konuda bizzat kendi el emeğim ile gün ışığına çıkan bu parçaların bu alanda çalışmak isteyen kişilere bir örnek oluşturması dileğimle…
Yanda son yaptığım çalışmamı görüyorsunuz.
Prof. Dr. Işık TUĞLULAR
no images were found