ÇEVİRENLERİN ÖNSÖZÜ
Farmakolojinin diğer alanlarındaki gelişmesine paralel olarak psikofarmakoloji bilimi de sürekli gelişen ve her gün yeni bilgilerin elde edildiği ve uygulamaya sokulduğu bir bilim dalıdır. Buradaki güçlük yapılan araştırma sonuçlarının daha çok dolaylı bilgiler şeklinde olması ve bunların sürekli bir şekilde teyid edilmek zorunda kalınmasıdır. Bir taraftan elde bulunan ilaçlarla hastalıklar üzerinde elde edilen etkinlik ve yan etki verilerinin eksperimental çalışmalarla molekül arayışı ve elde edilmesi bu bilim dalının sürekli gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Buna bağlı olarak da psikofarmakoloji ile ilgili bilgiler sürekli yenilenmekte ve bazen de mevcut bilgilerle ters düşerek bunların anlaşılması zorlaşmaktadır.
Çevirisini yaptığımız bu kitap psikofarmakoloji konusunda temel bilgiler yanında yeni elde edilen bilgileri bunlarla sentezleme ve klinikte uygulama açısından oldukça doyurucu bir kitaptır. Kuşkusuz bazı bilgiler daha kitap yayınlanmadan eskilerde kalmış olabilir. Buna rağmen bu kitabın bu alandaki bazı boşlukları doldurduğuna inancımız tamdır.
Kitabın tercümesinin yazımında Fatma ÖZGEL ve düzeltmelerinde Dr. Cenk CAN ile Dr. Mehtap ÇINAR ve basımı konusunda her türlü yardımı ve desteği bize sağlayan Saray Kitabevi çalışanlarına başta Çetin Gültekin, Saniye KAVAK, Ayşe ÖKTE, Füsun DÖLGER, Meral YABANTAŞ ve Bilgisayar Destekli Tasarım ve Grafik operatörü Mustafa ÖZKAN olmak üzere sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.
Prof. Dr. Işık TUĞLULAR
Doç. Dr. Erhan BAYRAKTAR
Uzm. Dr. Baybars VEZNEDAROĞLU
YAZARIN ÖNSÖZÜ
Bu kitap, yaklaşık 10 yıldan beri toplanan nöro- ve psikofarmakoloji ders notlarının toplanmasıyla doğmuştur.
Bu notlar, İrlanda Geliştirme Yardım programı çerçevesinde öğretimle meşgul olduğum Galway Üniversite Koleji ve Dar es Salaam Üniversitesi Muhibiti Tıp Merkezi’ndeki tıp öğrencileri ile kariyer sınavlarına hazırlanan mezuniyet sonrası öğrencilerinin gereksinimlerine yönelik hazırlanmıştı. Açıkçası, ders notlarını ya yeniden yazma veya düzenli bir ders kitabı haline getirme zamanı gelmişti.
1990-91 yıllarında, misafir öğretim üyesi olarak Oxford Magdelen Koleji’ni seçmemle sorun kısmen çözüldü; bana bu fırsatı verdiklerinden dolayı Magdelen Koleji’ndeki çalışma arkadaşlarıma özellikle minnettarım. Radcliffe Fen Kütüphanesinden yararlanma imkanı ve Magdelen’deki yaşamın sakinliği, bu işi üstlenmem için ideal ortamı hazırladı. Bu kitabı yazarken aldığım zevki, içeriğinin kalitesine ne kadar yansıtabildiğim kararını okuyucuya bırakıyorum. Kesin olan bir şey var ki, orada bulunduğum yıl, öğrenim ve yönetim sorumluluklarını üzerine alan Galway’deki bölümden Dr.Jim O’Donnell ile mezunlar ve çalışanların destekleri olmaksızın, bu kitabın tamamlanması mümkün olmazdı.
Özellikle sekreterim Marie Morrissey’e son derece kötü olan sözcük dizinimi, okuyucu için anlaşılır bir şekle sokma konusundaki çabalarından dolayı minnet borçluyum. Ambrose O’Halloran bana yalnızca sözcük dizini konusunda ne kadar az şey bildiğimi öğretmekle kalmadı, aynı zamanda çizdiğim başarısız kimyasal formül taslaklarını ve anatomik çizimleri anlaşılabilir şekillere dönüşdürdü. O bu projeyi desteklemeseydi, bu kitap daha da vasat olacaktı.
Dublin Trinity Koleji Psikiyatri Bölümün’den arkadaşlarım Dr. Ted Dinan ve Dr. Veronica O’ Keane nezaket göstererek bu kitabın son şeklini okuyarak kritike etmeyi teklif ettiler. Buradaki hataları, tutarsızlıkları ve açık olmayan noktaları aydınlatmadaki katkıları çok değerliydi.
Kitabın gelişimine yardımda harcadıkları enerji ve zaman için kendilerine şükran borçluyuz. Geriye kalmış her türlü hata ve eksik, doğaldır ki tamamen yazarın sorumluluğundadır.
John Wiley and Sons’den Michael Davis de kitabın doğuşu sırasında önemli destek sağladı ve içeriğine ilişkin birçok yararlı öneride bulundu.
Son olarak, benim bu girişimdeki obsesyonel uğraşılarıma ve geçen yıl ev yaşantımızdan fiziksel ve mental olarak uzaklaşmama katlanan eşime teşekkürlerimi sunuyorum.
Samimi dileğim siz okuyucuların bu mütevazi kitaba, psikofarmakolojinin heyecan verici dünyasına bir giriş gibi bakmalarıdır. Özellikle, yorumlarınız ve eleştirileriniz ilgiyle karşılanacaktır.
E. Leonard
Depertment of Pharmacology University Collage Galway Ireland September 1991
GİRİŞ
Antropologlar insanı alet kullanan hayvan olarak sınıflandırmaktadır; ancak insanın ilaç kullanan bir hayvan olduğunu söylemek de aynı ölçüde doğru olacaktır. Örneğin eski Ahit alkolün ters etkilerini tanımlar ve uygunsuz kullanımına karşı uyarır. Antropolojik kanıtlar, ilk insanın şifalı ot ve mantarları yalnızca çeşitli hastalıkları tedavi etmede değil, yanı sıra dini rituellerinin bir parçası olarak kullandıklarını da düşündürmektedir. Hastalıkların tedavisinde ve insanın çevresini algılamasını değiştirme amacıyla kimyasalların kullanımı, insan gelişiminin önemli bir parçası olarak durmaktadır. Bitki orijinli olup antik çağdan beri kullanılagelen bir çok maddenin, son yıllarda beyin işlevlerinin karmaşıklığını çözmede ne kadar değerli olduğu dikkati çekmektedir. Örneğin, antihipertansif bir ilaç olan rezerpin yüzyıllarca Hindistan’da hipertansiyon ve histerinin tedavisinde kullanılmıştır. Ancak, yılan bitkisi kökündeki aktif maddeler, yanı Rauwolfia serpentina, kimyacılar tarafından 1950’lerin başında izole edilmiş ve hem psikiyatrik hastaları trankilize eden, hem de hipertansiyonluların tansiyonunu düşüren bir dizi alkoloid içerdiği anlaşılmıştır. Bu buluşun değeri yalnızca yılan bitkisindeki terapotik yönden aktif özelliklerin tanımlanmasında değil, aynı zamanda farmakologlar tarafından bu alkolaridlerin etki mekanizması anlaşıldığında, norotransrnisyon hakkında elde dilen bilgilerdedir. Bir başka beklenmeyen buluş klinisyenleıin, rezerpinle tedavi edilen hastaların yaklaşık %15’inde depresyon bulunduğunu gözlemeleriyle doğmuştur. Rezerpinin kan basıncını periferik ve santral noradrenalin depolarının azaltarak etkidiği anlaşılınca depresyonun beyindeki noradrenalin konsantrasyonunun azalmasıyla ortaya çıkabileceği one suruldu. Bu kanıt, depresyonda amin teorisinin doğmasına yol açan bir çok kanıttan biriydi; bu konu ilgili bolümde daha ayrıntılı ele alınacaktır.
Bu kitabın amacı norobilimci ve psikiyatrik farmakolojinin kısmen yeni bir dalı olan ve mantal hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçları inceleyen psikofarmakoloji hakkında genel bir bakış açısı vermektir. Beynin nasıl çalıştığını araştırmada yararlanılması da bu konuya dahildir. Bu alan, tıpta en hızlı gelişme gösteren alanlardan biridir. Bu nedenle konuya ilişkin herhangi kısa bir kitap konunun temel öneme sahip bazı yönlerini dışlamak durumunda kalmaktadır. Bununla birlikte, psikiyatristlerin Kraliyet Koleji (Royal Collage of Psychiatrists) üyelik sınavlarına çalışan mezuniyet öncesi ve sonrası klinisyenlere birkaç yıl psikofarmakoloji öğretmekten gelen deneyimlerime dayanarak psikotrop ilaçların nasıl etkidiğini anlamanın pratikteki avantajlarını vurgulamaya çalıştım. Böylece terapötik olarak daha iyi kullanılabilmelerinin yanı sıra yan etkileri de öngörülebilinir. Bu kitaba kısaca bir göz atan okuyucu, kitabın özel ilaç isimleri, dozları ve yan etkilerin listesini içeren bir “yemek kitabı” olmadığını görecektir. Psikotrop ilaçların kullanıldığı psikiyatrik hastalıkların klinik özelliklerinin kısa birer özetini de vermeye çalıştım. Psikiyatrinin klinik tarafına ilişkin bir çok mükemmel kitap bulunmaktadır. Birçok ülkede klinisyenlerin pratikte kullanmalarına yönelik halen kullanımdaki psikotrop ilaçların terapötik kullanımı ve yan etkilerine ilişkin özetlerin yer aldığı mükemmel klavuzlar hazırlanmıştır. Umarım, bu kitap ile okuyucu yalnız bir miktar psikofarmakoloji bilgisi edinmekle kalmaz daha önemlisi, temel ve klinik nörobilimci, hastalıkta ve sağlıkta beynin nasıl çalıştığını anlayabilir.
İçindekiler