ÖNSÖZ
1985 yılında yayınladığım Psikofarmakoloji kitabı ile ilgili olarak aldığım olumlu ve olumsuz eleştiriler; sonraki yıllarda bende bu konunun değişik biçimde ve klinik kullanımda karşılaşılan sorunlara daha çok yer verme şeklinde yeniden ele alınması düşüncesini doğurmuştur. Bu düşünce ile hazırlanan bu kitabımda psikotrop ilaçlar ile ilgili temel farmakolojik bilgiler daha kısa olarak ele alınmış, buna karşılık tedavide kullanımları sırasında karşılaşılan sorunlar daha geniş bir biçimde incelenmiştir.
Ansiklopedik bir kitap olmaktan çok güncel psikiyatrik ve klinik psikofarmakolojik literatürün ışığı altında klinik gözlem ve deneyimlerimizden yola çıkarak hazırladığım bu kitabın psikiyatristler başta olmak üzere pratikte psikiyatrik hastalıklarla uğraşan tüm klinisyenlere yararlı olması amaçlanmıştır. Bu alanda değişik tedavi yaklaşımlarının benimsenmesi doğal olduğundan, bunlar içinde en çok benimsenen tedavi ilkeleri esas olarak ele alınmış, ancak gerektiğinde farklı görüşlere de yer verilmiştir.
İlaçlar grup olarak gözden geçirilmiştir. Belli bir ilaç konusunda daha fazla bilgiye gereksinim duyanlara ilk kitabıma (*) bakmalarını öneririm.
Kuşkusuz bu yapıt birçok noktalarda eksiktir. Oluşması için harcanan mesaiye karşın, arananı ve bekleneni bütünüyle gerçekleştirememiştir. Buna rağmen, bu kitabın Türkiye’de bu konuda mevcut diğer yayınların yanında, psikiyatrik hastalıkların tedavisinde karşılaşılan sorunların çözülmesine yardımcı ve yararlı olacağını ümit etmekteyim. Bütün dikkat ve özenimize karşın, gerek bilgilerin derlenmesi, gerek yazılması ve gerekse basımı sırasındaki düzeltmelere rağmen gözden kaçan eksiklikler ve hatta yanlışlıklar olmuştur. Bunların düzeltilmesi için okuyucularımızın yapacağı uyarı ve yorumlar bizim için en büyük destek ve sevinç kaynağı olacaktır.
Klinik psikofarmakoloji ve psikofarmakoterapi konusunda kliniğinde bana çalışma olanağı veren, ve bir “Araştırma ve Klinik Psikofarmakoloji Servisi” oluşturma konusundaki girişimlerimizi destekleyen ve bunu gerçekleştiren, dolayısıyla deneyim kazanmamızı sağlayan E. Ü. Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkam Prof. Dr. Refet Saygılı’ya katkı ve destekleri için burada bu vesile ile teşekkürlerimi arzetmek isterim. Diğer taraftan, aynı klinikteki tüm öğretim üyesi, uzman ve araştırma görevlisi arkadaşlarımın klinik psikofarmakoloji konusunda yaptığımız araştırmalarda gösterdikleri ilgi ve gayret yanında, bu ilaçlarla ilgili olarak karşılaştıkları sorunları bana aktarma konusunda gösterdikleri iyiniyet, bu alanda klinik deneyimimin artmasında önemli rol oynamıştır. Kendilerine, gösterdikleri işbirliği ve teşvikleri için ayrı ayrı teşekkür ederim.
Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Affektif Hastalıklar Birimi Sorumlusu Doç. Dr. Simavi Vahip’in bu kitabın hazırlanmasındaki uyarıları, katkıları ve düzeltmeleri ayrıca teşekküre değer.
Bu kitabın hazırlanmasında en önemli mesayi evde eşim ve çoçuklarımla geçirmem gereken zamandan çalınmıştır. Bu yönde kendilerinin gösterdiği anlayış ve destek için şükranlarımı sunarım.
Kitabın daktilo edilmesinde ve düzeltmelerde gösterdiği ilgi, dikkat ve sabır için başta Fatma Özgel olmak üzere bütün sekreter arkadaşlarıma, bilgisayara aktarma ve ilgili sorunları çözmede üstün bilgisi ile değerli zamanını ayırmada yardımlarını esirgemeyen Uzm.Dr.Mustafa Ertaş’a, verilerin matbaadaki bilgisayar sistemine aktarılmasındaki katkılarından dolayı Dr. Oğuz Algan ve Tuğkan Tuğlular’a teşekkür ederim.
Kitabın şekillendirme, dizgi ve basımında mesleksel heyecan ve iş bitirme gayretlerinin sürekliliğini hiç yitirmeyen E.Ü. Matbaa Müdürü Olcay Sutüven başta olmak üzere, Müdür Yardımcısı Nurşen Yeşilyurt ve emeği geçen tüm basımevi personeline şükranlarımı sunarım.
* Klinik Uygulamalı Farmakoloji. Psikofarmakoloji. MAS Ambalaj Sanayii. İzmir. 1985
Bornova, Mayıs 1991
Prof. Dr. Işık Tuğlular
GİRİŞ
Tıbbi literatürde ilk kez 1956 yılında ortaya atılan psikofarmakoloji sözcüğü, o yıllara kadar mental hastalıkların tedavisinde pek başarılı olmayan ilaçların yerine klorpromazin gibi özgül ilaçların yaygın kullanımı ile oluşmuş bir kavramı ifadede kullanılmaktadır.
Özellikle mental hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar ve deneysel psikiyatrik modeller oluşturan kimyasal maddeler ile ilgilenen bu yeni farmakoloji dalı, psikiyatri ve farmakoloji arasında bir köprü görevi üstlenmiştir. Bu hastalıkların tedavisinde başarılı olan ilaç sayısının artması bir taraftan bu disiplinin gelişmesine katkıda bulunurken, diğer taraftan beyin nörobiyokimyası konusundaki bilgilerimizin ilerlemesine ve farmasötik endüstrinin bu alana kaymasına neden olmuştur. Böylece biyolojik psikiyatrinin de gündeme gelmesini sağlayan psikofarmakoloji, bu iki tıp dalında yeni araştırma olanakları sunmuş, büyük ve önemli ilerlemelerin oluşumuna neden olmuştur.
Geçen seneler içinde psikofarmakoloji belli başlı psikozların düzeltilmesi, gidişinin yavaşlatılması ve hatta bunlardan korunma olanaklarını da tıbbın hizmetine sunmuştur.
Psikofarmakoloji içinde gözden geçirilen psikotrop ilaçların sınıflandırılması bir taraftan oldukça zor, diğer taraftan da oldukça kolaydır. Bunun nedeni etkili oldukları bozuklukların karmaşık yapısından ve gruplar arasındaki bazı ilaçlarda ortak özelliklerin bulunmasından kaynaklanmaktadır. Bununla beraber bugün sağaltımda kullanılanlarının üç grup altında toplanması olasıdır.
Birinci grup psikiyatride kullanılan nöroleptikler, timoleptikler, timeretikler ve timoprofilaktikler gibi önemli ve büyük psikotropları kapsar. Bunların majör psikozlardaki etkileri oldukça güçlü fakat karmaşıktır. Bunların genelde kötü kullanımları ve bağımlılık yapma olasılıkları yoktur.
İkinci grup altında anksiyolitikler ele alınabilir. Bunlar da güçlü ve düzenli etkili ilaçlar olmakla beraber bağımlılık yapma potansiyeli taşıyan ilaçlardır.
Üçüncü grup içinde, tedavide kullanımları sınırlı ve etkileri tartışmalı olan, vijilans üzerine etkili nooanaleptikler ele alınabilir.
Kitap içinde bunlar alfabetik sıraya göre dizilmişler ve gözden geçirilmişlerdir. Son bölüm halen Türkiye’de bulunan spesiyalite preparatlarına ayrılmıştır.